Erzurum merkezde, Cumhuriyet caddesi üzerinde bulunan Erzurum Ulu Camii ya da tam ismi ile Erzurum Ulu Atabey Camii gördüğüm en mükemmel tarihi yapılardan biridir.

Erzurum Ulu Camii

Caminin heybeti, içerisinde yer alan bölümlerde uygulanmış olan bilim ve sanat gerçekten insanı hayrete düşürüyor. Caminin mimar ve işçilerine hayran kalmamak imkansız. Görevlinin caminin özelliklerini anlatımı esnasında şaşkınlık ve heyecana kapıldım. Bazı özellikleri uygulamalı anlatması da mükemmeldi. Örneğin camideki doğal mikrofon sistemi gibi. Elimden geldiğince caminin mimarisinde gördüğüm özellikleri sizlerle paylaşacağım.

Erzurum Ulu Camii

Bunlardan ilki caminin kubbesinin ters kırlangıç yuvası şeklinde oluşu. Bu tarz kubbe ülkemizde çok az sayıda imiş. Kubbenin güzelliğinin yanında aslında kubbenin böyle oluşunun çok önemli bir nedeni varmış. Ters kırlangıç yuvası şeklindeki kubbe aslında doğal bir klima imiş, ve caminin havasını temizliyormuş.

Erzurum Ulu Camii

Yukarıdaki fotoğrafta caminin ters kırlangıç yuvası şeklindeki kubbesi görüntülenmiştir.Erzurum Ulu Camii
Camide hayret uyandıran bir diğer özellik ise yandaki resimde gözüken yapı. Bu yapı yine caminin kubbesinde bulunmaktadır.
Mükemmel görüntüye sahip yapı tam bir sanat eseri gibi. Bu yapıda matematikteki süsleme teknikleri uygulanmış, görüntüsü gerçekten muazzam. Ama özelliğini öğrenince daha bir hayrete kapılıyoruz. Yapı camideki ses sistemi imiş meğer.
Yani camide hocanın sesini her tarafa mikrofon varmış gibi ulaştıran sistem.

Yapının bu özelliğini cami görevlisi uygulamalı olarak gösterdi ve şaşkınlıkla baka kaldık.

 

Muhteşem Mimari

Caminin içerisinde bulunan kolon ya da ayaklar herhangi bir sarsıntı anında camiye daha fazla direnç sağlamak amacı ile aynı hizalarda yapılmamış. Yani karşılıklı iki kolon arasındaki mesafeler hep aynı değil gittikçe daralmakta. Bu da deprem anında caminin daha kuvvetli olarak ayakta durmasını sağlamakta imiş. Görevli bu özelliği şu şekilde anlattı:”İnsanın iki ayağı yan yana iken ittiğimizde düşmesi kolaydır;fakat bir ayağı ileride diğeri geride iken ittiğimizde dengesinin bozulması ve düşmesi daha zorlaşır.” Gerçekten de böyle değil midir?

Belkide bizleri en fazla şaşırtacak olan özelliğe geldi sıra. Bu özellik gerçekten mükemmel bir matematik, geometri ve mimarlık gerektirir. Yandaki şekilde caminin mihrabı yani namaz kıldırırken imamın tam önünde durduğu, kapıyı andıran ve gerçek görevi kıbleyi göstermek olan yapıyı görmektesiniz. Bu yapının üzerinde sağlı-sollu yönlerde bulunan daire şeklindeki gözler dikkatinizi çekmiştir. Camide bulunan bu yapıya  fil gözü denmektedir. İçlerinden güneş ışığı geçen bu gözlerin görevi camiyi aydınlatmanın dışında başka ne olabilir değil mi. Ama başka görevi daha var. Bu gözler öğle ve ikindi namaz vakitlerini göstermekte imiş. Soldaki gözden giren ışık caminin zemininde elips şeklinde bir aydınlık oluşturmakta. Bu aydınlık gittikçe daireye dönmekte ve tam daire halini aldığı an öğle namazı vakti oluyormuş. Sağ taraftaki gözden giren ışığın zeminde oluşturduğu aydınlıkta tam daire olduğu an ikindi namazı vaktiymiş.

Çoğumuz öğrendiğimiz matematiği aslında günlük hayatta kullanmadığımızı, karşılaşmadığımızı söyler, madem kullanmıyorsak neden bu zor formülleri görüyoruz diye söyleniriz. Aslında çevremize matematiksel bakabilmeyi bilmiyoruz bence. Yoksa çevresine matematiksel bakabilen biri için bu caminin yapısı muazzamdır.  1179 yılında yapılan cami, o dönemdeki insanların matematik, bilim ve mimari alanlarındaki başarılarına da bilgi tutmakta.

Erzurum Ulu Camiiyi tarihi mekanları sevenlerin muhakkak görmesini, gezmesini, bu şaheser yapıdaki bilim ve matematiği incelemesini tavsiye ederiz. Camiyi gezdiğinizde gerçekten sizi mest ediyor. Kültürel gezi planlarınıza Erzurum Ulu Camiini de eklemeyi unutmayın.

Benzer yazılar için tıklayınız.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir